Uyku çoğu zaman dış dünyadan kopuş olarak düşünülür; oysa beynimiz için bu durum tam tersidir. Uyku esnasında vücudumuz dinlenirken, beyin yoğun bir içsel işlem sürecine girer. Bu süreçte bazı bireylerde bilinç dışı seslenmeler, mırıldanmalar ya da anlaşılır cümleler bile duyulabilir. Uyurgezerlik kadar dikkat çekici olmasa da, uykuda konuşmak (somnilokui) oldukça yaygın bir durumdur. Genellikle zararsız kabul edilse de arkasındaki nörolojik ve psikolojik nedenler, oldukça ilgi çekicidir.
Uyku konuşmaları genellikle uykunun hafif evrelerinde ya da REM döngüsünde meydana gelir. REM evresi, rüyaların en yoğun yaşandığı, beynin gün içindeki deneyimleri işlediği, duygusal kayıtları sınıflandırdığı evredir. Bu sırada beyin adeta bir tiyatro sahnesi gibi çalışır. Rüya görürken bilinçaltımızdaki düşünceler devreye girer. Eğer bu süreçte motor kontrol mekanizmalarında bir “filtreleme hatası” olursa, beyin konuşma komutlarını ağız kaslarına iletir. Böylece uykuda farkında olmadan kelimeler çıkmaya başlar. Çoğu zaman bu konuşmalar anlamsız sesler ya da mırıldanmalar şeklindedir, ancak bazı durumlarda net cümleler bile duyulabilir.
Yetişkinlerin yaklaşık %5 ila %10’u, çocukların ise %50’ye yakını uyurken zaman zaman konuşur. Çocuklarda bu durum gelişimsel bir süreç olarak değerlendirilirken, yetişkinlerde daha çok stres, yorgunluk, uykusuzluk ya da bastırılmış duygusal içerikler nedeniyle ortaya çıkar. Beyin, gün boyunca baskıladığı düşünceleri gece serbest bıraktığında, bu konuşmalar bilinç dışı bir boşalma gibi yaşanır. Kimi zaman kişi rüyasında biriyle tartıştığını, sevindiğini ya da korktuğunu görürken; bu duygular fiziksel seslere dönüşebilir.
Konuşmalar Kime Ne Anlatıyor?
Uyku sırasında konuşan kişilerin çoğu, sabah uyandıklarında hiçbir şey hatırlamaz. Bu konuşmalar genellikle kişinin rüyasıyla doğrudan bağlantılıdır, ama bazen rastgele kelime zincirlerinden ibaret de olabilir. Uyuyan kişinin söyledikleri kesinlikle bilinçli bir ifade değil; daha çok “dilin otomatik hareketi” gibi işlev görür. Bu yüzden uykuda söylenen sözlerin kişisel itiraf olarak algılanması ya da sorgulanması doğru değildir. Yani biri gece sizinle konuşuyor gibi göründüyse, aslında sadece beyin kendi senaryosunu oynuyordur.
Bilimsel olarak bu durum, uykunun “inhibitör sistemi”nin yeterince baskılayıcı çalışmamasıyla ilişkilendirilir. Normalde beyin REM sırasında hareket ve konuşma gibi komutları motor sistemlere iletmez, bu komutlar engellenir. Ancak bazı kişilerde bu engelleme zayıf olabilir. Uyku bozukluklarıyla ilişkili bazı durumlarda da bu filtreleme daha sık devre dışı kalabilir.
Uykuda konuşma tek başına bir hastalık belirtisi sayılmaz. Ancak bu durum kronik hale gelir, gece uykusunu bölecek şekilde tekrarlanırsa veya agresif ifadelerle birlikte ortaya çıkarsa, altında yatan bir uyku bozukluğu ya da psikolojik yük olabilir. Böyle durumlarda bir uyku uzmanına ya da nörolog desteğine başvurmak gerekir.
Uyurken konuşmak kimi zaman partneriniz için eğlenceli bir sürpriz olabilir, kimi zaman da rahatsız edici. Ama çoğu zaman, bu durumun farkında olmadan gerçekleştiğini ve beyinle ilgili tamamen doğal bir sürecin sonucu olduğunu unutmamak gerekir. Sonuçta, uykuda konuşmak aslında beynin kendi kendine fısıldamasıdır – hem de biz duymadan.
Hiç siz de sabah “gece seninle konuştun” tepkisi aldınız mı? Ya da uykusunda konuşan biriyle yaşadınız mı? Yorumlarda deneyimlerinizi paylaşarak bu ilginç durumu birlikte tartışalım.